Kulakları çınlasın : 1900 yılı ilkbahar başlıyordu. Paris'te kirazlar çiçek açmıştı. Çiçeği burnunda yepyeni bir yüzyılın ilk günleri. Fransa yirminci yüzyıla baş döndürücü bir propaganda ile girmek için yıllardan beri hazırlanıyordu. Öyle bir "Dünya sergisi" düzenleyecekti ki bütün yeryüzü hep ondan bahsedecekti. 1900 Paris sergisi aynı zamanda büyük bir olimpiyat olacaktı. Dünyanın her tarafından en namlı pehlivanlar en büyük kuvvet ilahları çağrılmıştı. Bu sırada İstanbul'dan da genç bir adam geldi. İsmi Ahmet, lakabı : Kara. Paris için Sarı Çizmeli Mehmet ağa ! Fakat bu Kara Ahmet, yirminci asrın kapısındaki bütün kuvvet devletlerini yıktı ve herkesin sırtını yere getirdi. Güreşi olduğu zaman sergideki pavyonlar ziyaretçi bulamıyordu. Herkes Kara Ahmet'i görmeye gidiyordu. Kara Ahmet'in namı serginin şöhretini ikinci plana düşürmüştü. Sergi bittiği gün bir Fransız gazetesi aynen şöyle yazıyordu "Sergiyi Fransızlar açtı. Şan ve şöhreti Türkler topladı. daha doğrusu kara Ahmet tek başına" |