ANNELİK BİR YANA, ŞÖHRET BİR YANA... Annelik mi tatlı, yoksa iş mi ? Bu sorunun en anlamlı cevabını Sema Özcan Sarper veriyor. Güzel sanatçı tiyatro ve sinemada sanat hayatının zirvesine ulaştıktan sonra yuva kurmanın ve anne olmanın derin hazzı içerisinde hem sahne, hem perde hayatına veda etmiştir. Mesleği yerine evini, eşini ve çocuğunu seçmiştir. Fotoğrafta Sema Özcan Sarper'i kızı Seda ile görüyorsunuz. O Sema ki; sanat hayatına alaydan yetişerek gelmemiş, köklü bir konservatuvar eğitimden sonra başlamıştı. Bu konuyu şu şekilde anlatıyor : - Çocukları çok severim. Eskiden, yani evlenmeden önce evli ve çocuk sahibi arkadaşlarıma gıpta eder ve kendi kendime "Neden benim de çocuğum yok ?" derdim. Sema Özcan Sarper evlendiği zaman eşi fabrikatör Mehmet Sarper kendisini iş konusunda serbest bırakmış. Ama o annelik sorumluluğu ile mesleğini bir arada yürütme gücünü kendisinde bulamamış. Zarif sanatçı evliliğin doğal sonucu olarak çocuk sahibi olmayı düşünüp mesleğine veda etmiş ve evinin hanımı olmuş. - Ben çocukken evde beni çok şımarık yetiştirmişlerdi, diyor Sema Özcan Sarper. O zamanlar anneme, kardeşlerime istemeden çok sert davrandığım oluyordu. Ne zamanki kendi çocuğumu karnımda hissettim, onun kıpırdanışını duydum o zaman anneliğin ve çocuk sevgisinin ne demek olduğunu anlayarak çocukken yaptıklarımdan pişmanlık duydum, demekte... 1972 |