BENİM İÇİN TÜRKÜ DÖNEMİ KAPANDI, ÇİĞ BÖREK DÖNEMİ BAŞLIYOR... (19 MAYIS'A NİYET, 15 EYLÜL'E KISMET : Pazartesi gecesi izlediğimiz Hasan Mutlucan'ın kale dekorları önünde çekilen solo programı 13 Mayıs günü İstanbul televizyon stüdyolarında çekilmişti... 19 Mayıs'ta yayınlanmak üzere hazırlanmıştı. Ama nedense 19 Mayıs ekranından çıkarttılar Hasan Mutlucan'ı... Ama, 12 Eylül'de Türk silahlı kuvvetleri ülke yönetimine bütünüyle el koyunca TRT kapıları Hasan Mutlucan için ardına dek açıldı...) (İZMİR'DE DOĞAN KARADENİZLİ : Mutlucan 1 Mart 1926'da İzmir'de doğmuştur. Babası Karadenizlidir. 6 kardeşin sondan ikincisidir. Sanat hayatı tiyatro ile başlamış. İstanbul radyosuna da girmiş, bundan 3 yıl öncede emekli olmuştur.) (TRT'DEN ŞİKAYETÇİYİM : Haklıda radyo ve televizyondan yana dertli olmakta... Hasan Mutlucan'ın bugün 2.000 türkülük repertuvarı vardır. Ama nedense TRT mikrofona olsun, ekrana olsun onu hep kahramanlık türküleri ile getirir diğer türkülerini ise türküden saymaz ! İşte Mutlucan'ın şikayeti bundan yana... Radyo ve televizyona kahramanlık türkülerinin dışındaki eserlerimle de gelmek istiyorum diyor...) Hasan Mutlucan milli günlerin türkücüsüdür. Her önemli günde olduğu gibi Türk silahlı kuvvetlerinin ülke yönetimine bütünüyle el koyduğu 12 Eylül'de de radyo mikrofonlarından onun "erkek" sesini dinledik, pazartesi gecesi de kendisini televizyon ekranında seyrettik. Hasan Mutludan radyo ve TV'de programı yayınlanırken, Bodrum'da "çiğ börek" yapıp satarak hayatını kazanıyor ve tatil masraflarını çıkartıyordu... Geçtiğimiz hafta ekranlarımıza gelen kahramanlık günlerinin tok sesli sanatçısı Hasan Mutlucan şu sıralar Bodrum'da yaşıyor... Ege sahilinin bu inci kentinde günlerini dinlenerek geçirirken emekli maaşına katkısı olur düşüncesiyle çiğ börek yapıp satıyor... Bundan 3 yıl önce İstanbul belediye konservatuvarındaki görevinden emekliye ayrılan Hasan Mutlucan bu yıl yaz tatilini Bodrum'da geçirmeye karar verir... Emekli maaşı ile oradaki tahmini harcamalarını bir kağıt üzerine döker... "İşte o zaman kazın ayağını gördüm." diyor gülümsemeye çalışarak. "Eğer Bodrum'da gönlümce uzun bir tatil yapmak istiyorsam bir yerden ek gelirim olması şarttı." İşte bundan sonra kara kara düşünmeye başlar Hasan Mutlucan... "Sonunda paramızın yettiği kadar kalırız..." diyerek yola çıkar. Bodrum'a ilk geldikleri günlerdir... Bir gün kaldığı pansiyondan denize girmek için çıkarken kapıda eskiden tanıdığı bir dostuna rastlar. Bodrum'un yerlisidir bu dostu. El sıkışıp karşılıklı hal hatır sorarak Bodrum kalesinin dibinde limana hakim kahvede karşılıklı çaylarını yudumlarlar. Arkadaşına : "Bodrum'da daha çok kalmak istiyorum, ama kendime bir iş imkanı bulmalıyım." diye açılır Hasan Mutlucan... "Üzme kendini..." der arkadaşı... "Sen yapacağın işi bul, yeri ayarlaması benden... Yeter ki sen iste..." İşte bu kısacık cevap üzerine Hasan Mutlucan'ın dünyası aydınlanır, neşesi yerine gelir. Arkadaşı yer konusunda kendisine güvence verdiğine göre ne yapacağına karar vermelidir artık... "ÇİĞ BÖREKLERİMİN ÜSTÜNLÜĞÜ TARTIŞILMAZ" Hasan Mutlucan arkadaşları arasında yaptığı çiğ börekle tanınır. Yıllardır fırsat buldukça arkadaşlarını eve çağırarak kendi eliyle yaptığı çiğ börekleri ikram ederken eğlenme fırsatını da bulurlar... Kısacası, pek meşhurdur "Çiğ börek"i... Öyleyse neden olmasın... Hemen fırlar yerinden çarşıda istediği malzemeleri bulabilmek için kısa bir araştırma yapar. Ve Bodrumlu arkadaşının karşısına dikilir... "Ben her gün sabah dokuzdan öğleden sonra ikiye kadar kendi elimle yaptığım çiğ börekleri satmak istiyorum." der... "Yerimi hazırla hemen !". Beklediği cevabı almak için çok beklemez. Arkadaşı, Hasan Mutlucan'a söz verdiği gibi dolaşmış sağa sola başvurmuş ona istediği yeri ayarlamıştır... "İşte bizim çiğ börek satmamızın öyküsü" diyor sanatçı... "Sabah dokuzda geliyorum Çardak restaurantın önüne. Kuruyorum tezgahı... İnan ki umduğumdan da fazlasını satıyorum." Çiğ börekçiliğe başladığı günden beri sabahları biraz erkence kalkıyor Hasan Mutlucan... Çekiyor altına şortunu. Sıkıştırıyor koltuğunun altına torbayı... Doğru kasabın yolunu tutuyor. Kasaptan istediği şekilde az yağlı kıymayı aldıktan sonra kaldığı pansiyona dönüyor. Hamuru kendi elleriyle açıyor. Kıymayı tuz, karabiber ve formülü kendinde saklı malzemelerle karıştırarak... Börekli yarım daire şeklinde kesiyor... Sonra bir tepsiye diziyor. Üstünü de kapayarak doğru tezgahın başına koşuyor. Müşterilerin isteğine göre kaç tane istiyorlarsa hemen gözlerinin önünde kızartıp sıcak sıcak ellerine veriyor. Kazancıda yolunda, neşesi de... Hasan Mutlucan için türkü dolu günler çoktan geride kalmış. Artık yıllardır evinde eşi dostu için hazırladığı börekleri bundan böyle müşterileri için hazırlamak amacında... Tek düşüncesi ideali, gelecek için projesi ise Bodrum'da küçük bir yer almak. Adını taşıyan bir dükkan açmak. Çiğ börek yapıp satarak ekmek teknesini döndürmek... Ve zaman zaman radyo mikrofonlarına, ekranlara çıkarak Mutlucan adını sevenlerine hatırlatmak. Hayattaki tek ideali bu Hasan Mutlucan'ın...1980 |