HOLLYWOOD'DAN AFRİKA ORMANLARINA Bir zamanlar Amerikan sosyetesinin en kalburüstü simalarından sayılan Marian Preminger, şimdi vahşi Afrika ormanlarının ortasındaki bir cüzam hastanesinin en müşfik bakıcıların birisidir. Bu kadın geçenlerde İstanbul'a uğradı ve Hayat muhabiri ile görüştü, size hikayesini sunuyoruz... Üstte solda Marian Preminger hayat görüşünü anlatan "ALL I WANT IS EVERYTHING" (İstediğim şey her şeydir" adlı kitabı ile...1960. Sağda ise vahşi Afrika ormanları arasındaki Lambarene cüzam hastanesi görülüyor... Marian Preminger bir zamanlar Avrupa ve Amerika sosyetesinin en aranan kadınlarından biri, dünyanın en iyi giyinen kadınlar listesinin bir numarası ve Hollywood'da "Bir milyon dolarlık tebessüm" adıyla tanınan bir kadındı. Halbuki geçenlerde İstanbul'a gelen hanım son derece sade, koyu gri renkli jarse bir elbise giyen, saçları doğal dalgalı görünümü ile o olduğuna inanmak oldukça güçtü. Hollywood'da içi klima tertibatlı, yüzme havuzlu son derece lüks bir ev, mücevherler, her gece şahane partiler ve televizyon filmlerinde baş rolleri oynamak... Mrs. Preminger 10 yıl önce pek çok genç kız ve kadının hayal ettiği bu ihtişam dünyasına sırtını çevirerek Afrika'ya balta girmemiş ormanların içine gitti ve cüzam hastalarının arasında yaşamaya başladı. Buna sebep nedir ? Bir insan aniden bu kadar nasıl değişebilir ? Mrs. Preminger bu suale cevaben : "20. asırda yaşayan bir aziz buldum. Bir azizle konuşmak, onun yanında bulunmak mümkün iken ne diye ömrümü alelade insanlarla tüketeyim" demektedir. Bu aziz Lambarene sağlık merkezinin şefi misyoner Doktor Albert Schweitzer'dir. Macar bir diplomatın kızı olarak dünyaya gelen Mrs. Preminger'in annesi Fransızdır. Küçüklüğü Avrupa'nın en zengin ve lüks çevrelerinde geçmiş, sonrasında Paris'te tanıştığı Amerikalı rejisör Otto Preminger ile evlenmiş ve televizyon filmleri çevirmeye başlamıştır. Çok iyi tahsil gören Marian Preminger, Fransa'da felsefe doktorası yaparken Afrika'daki hastanesi için para toplamak üzere bir konser turnesine çıkmış Dr. Albert Schweitzer ile tanışmıştı. Çağın en ünlü org üstadı, Bach'ı en iyi anlayıp çalabilen insan ve Kant felsefesini çürüterek İncil üzerindeki incelemeleri ile dinde çığır açan bir teolog olan Dr. Albert Schweitzer genç kadını ilk buluşmalarında adeta büyülemişti ve neticede Marian Preminger doktora tezini Dr. Schweitzer'in felsefesi üzerine yazmıştı. 10 yıl kadar önce kocasından ayrılan Mrs. Preminger yaşadığı hayattan bıkmıştı ve huzursuzluk içerisindeydi. Nihayetinde Afrika'ya giderek 47 yıldan beri bütün dünyaya sırt çevirerek Afrika'daki yerlilere yardım etmek, onların dertlerine derman olmak için en ilkel şartlar altında çalışan Dr. Schweitzer'in yanına gitmeye karar verdi. Eşinde aldığı nafakanın bir kısmı ve arkadaşlarının da yardımıyla ilaç, hasta yatağı ve sedyeler satın alarak Afrika'nın yolunu tuttu ve o günden beri Afrika'dan ve doktorun yanından ayrılmadı... Afrika'nın Fransız Ekvatoru'ndaki Ogove nehrinin kıyılarında yer alan Lambarene'de hayat bizim alışık olduğumuz hayattan oldukça farklıdır. Burada hava tahammül edilemeyecek derecede sıcaktır. Uyku hastalığına sebep olan Çeçe sinekleri vızıldayıp durur, sıtma taşıyan sivrisinekler, geçtikleri yerlerde yaşam bırakmayan karıncalar, hastalık, pislik, ıstırap ve cüzam hastalığına tutulmuş yüzlerce ve hatta binlerce yerli vardır. Elektrik ve temiz su yoktur. Yumurta oldukça lüks bir yiyecek maddesidir. Burada yaşayan beyaz ırka mensup insanlar güçten düşmemek için timsah eti yerler. Mrs. Preminger : "Timsahlar bizi yiyeceğine biz onları yiyoruz. Ama timsah eti olduğunu bilmeseniz adeta ıstakoz yediğinizi zannedersiniz, çünkü o derece lezzetlidir" demektedir. 14 Ocak 1960'da 85 yaşına basan Dr. Schweitzer'in doğum gününde yanında bulunmak üzere acele eden güzel kadın "Artık güzel elbiseler veya mücevherin benim için değeri yok, çünkü dünyada mevcut pek az kadının sahip olduğu çok değerli bir mücevhere sahibim" diyerek yakasındaki Legion D'Honneur nişanını göstermektedir. Dünyada sadece 300 kadar kadının sahip olduğu bu nişan Fransız hükümeti tarafından Afrika'daki üstün hizmetlerinden ötürü Marian Preminger'e verilmiştir... |