Rejisörlerimizi Tanıyoruz : Aydın Arakon Aydın Arakon muharrirlik ettiği yıllarda Sabahattin Kudret Aksal'la birlikte "Sokak" adlı mecmuayı çıkarırken başka mecmualarda da çeşitleri yazıları yayınlanıyordu. Hayata gazeteci olarak atılmak rejisörlüğe giden en yakın yolda yürümek demekti. Ama Arakon'un böyle bir amacı yoktu. Işıl lisesinden mezun olup askerden dönünce yakın arkadaşı Şadan Kamil'in ısrarıyla ona bir senaryo yazarak filmcilik muhitine giren Arakon, "Efe aşkı" adlı bu ilk senaryosundan sonra rejisörlüğe başladı. "Çığlık" ve "Efsuncu baba" senaryolarını yazıp rejisörlüğünü yaptığı ilk filmleridir. Genç rejisör film çekimi sırasında soğukkanlı ve neticenin ne olacağından emin. Arakon şimdiye kadar istediği filmi yapma imkanını bulamadığını açıklarken şöyle diyor : "Sinemada zihniyet değişimi olmadıkça kalite değişimi olamaz. Bugün için prodüktör, senaryo anlayışı, oyuncu saltanatı gibi şartlarla mücadele etmek çok güç. Birkaç iyi film yapılıyorsa bu bazı meslektaş arkadaşların takdire şayan faaliyet ve atak davranışlarındandır." Arakon daima genç oyuncularla çalışmayı tercih ediyor. Sinema oyunculuğunda çalışma şartlarının anormalliğine rağmen rejisör oyuncu arasında iş ahlakına riayet edilirse bunun neticeye tesir edeceği fikrinde. Belirli bir janrı benimsemenin zor olduğunu, bunun sık sık değişen konularla dağıldığını ifade eden rejisör, şahsen imkan olduğu kadar düz anlatımı tercih eden oyunsuz bir sinema dilini kullanmaktadır. Elde iyi bir senaryo olursa, plan ve bağlantılarda işgüzarlık yapmayı önemsiz buluyor. Arakon için sinema iyi ve kötüye kullanılabilecek tehlikeli bir oyuncaktır. Ayrıca ona göre topluma etkili olabilecek tek sanat sinemadır. Dünya sinemasından söz ederken Arakon fikirlerini şöyle sıralıyor : Dünya sinemasının öncülüğünü yeni hamleleriyle İtalyan Neo realizmini bile geride bırakan Fransızlar yapıyor. Ama en acısı bir tek filmle diğer ülkelere örnek olan Rus ve İsveç filmciliğinin bizim için meçhul kalışıdır. Bunun gibi uzak doğu ülkelerinde de neler oluyor bilmiyoruz. Diyor. Arakon Türk sinemasının kalkınması için devlet yardımı şart koşulursa bu kontrollü olmalıdır diyor. Film prodüktörü batma tehlikesiyle karşılaşınca kazanç sağlamayı kendiliğinden ön plana almaktadır diye konuşan Arakon daima her yerde paranın rol oynayışını izledikten sonra rejisör olarak eli kolu bağlı kalmaktan çok şikayetçi. Ayrıca sansürün kaldırılamayacağını iddia ediyor. Böyle bir yol tutulacak olsa bunu ilk mani olacak gene film prodüktörleri olur diyor. Bu yıl gördüğü "Siyah Orfe" ve "Kwai köprüsü" filmlerini sevmemiş. "Sevgili Hiroşima"yı diğerlerine tercih ederken öyle bir filmin tekrar çevrilemeyeceğini ifade ediyor. En beğendiği oyuncu Alex Guinnes, Frank Capra ve Rene Clair'de takdir ettiği sinemacılardır. Uzun zamandır daha çok Acar film hesabına rejisörlük yapan Aydın Arakon'un en kayda değer filmleri "Ankara ekspresi", "İstanbul'un fethi", "Vatan için"dir...1962 |