Neveser Kökdeş "Arkasında yüzlerce şarkı bırakan kadın"...


Neveser Kökdeş 

Meşhurlar ailesi : Arka sıra soldan sağa 1. Halis (kardeş çocuğu), 2. Halis beyin kızı Keriman Halis (dünya güzeli), 3. Muhlis Sabahattin (bestekar ve Neveser'in ağabeyi) 4. Muhlis Sebahattin beyin kızı Melek (Ferdi Tayfur'un eşi) 5. binbaşı Yümnü (ailede damat) 6. Yümnü'nün kızı Sayanur 7. Neveser Kökdeş (fotoğrafta bile yalnız).
Ortada oturanlar soldan sağa : Halis beyin eşi Ferhunde, İkbal (kardeşi), Şayan (kardeşi), Sinesaf (Muhlis'in annesi).
Önde ve yerde oturanlar : soldan ikinci Neveser'in oğlu Adnan Kökdeş, diğer küçük resimde ise ünlü sanatçı merhum Ferdi Tayfur ile eşi Melek'i görüyorsunuz. 

Arkasında yüzlerce şarkı bırakan kadın : Neveser Kökdeş
Röportaj : Turgut Etingü - Fotoğraf : İnal Tengizman

Kalabalık ana caddeyi tıkamıştı. Ağa camisinin önü hınca hınç doluydu. Tabut musalla taşından eller üzerine alındığı zaman en önde giden İstanbul şehir bandosu, Türk musiki tarihinde belki de ilk defa olarak bir operet parçasının nağmeleriyle cenaze alayını yürüyüşe geçiriyordu. Banda "Ayşem" operetinden bir parça çalıyordu. Alaturka musikide batı tekniğini denemiş olanların öncüsü operet bestekarı Muhlis Sabahattin beyin cenazesi kaldırılıyordu. 
Kaldırımın bir kenarına çekilmiş siyah rop giymiş bir kadın eller üzerinde giden tabuta bakıp bakıp, elindeki mendille biteviye gözyaşlarını siliyordu.  
Garip değil mi ? Onun ilk şarkısı da Ankara radyosu tarafından o sırada bütün Türkiye'ye anons edilmekteydi. Halbuki ağabeysinin üzerine toprak henüz örtülmüştü. En yakınını kaybetmenin acısı içindeyken halkın huzuruna ilk defa çıkmanın sevincini duyuyordu. Siyah rop giymiş kadın gözyaşlarını sildiği mendilin bir ucuyla hıçkırıklarını dudaklarında boğarken Ankara radyosu onun şarkısına hala devam etmekteydi. 
"Gülüyorsun güzelim, gül; güle gülmek yaraşır.." 
Babası mabeyinci Hurşit beydi. 7 çeşit saz çalmakla çevresinde şöhret yapmıştı. Yakınları : "Lavta dahi çalardı" diye, musikideki ustalığını belirtirlerdi. Demek Kökdeş ailesinin musiki ile alakası kökten geliyordu. 
Hurşit bey zevk sahibi, zarif bir kişiydi. "Güzel olan her şeye ilgi duyuyordu" Helalinden 4 kadın almış. Bunlardan da 6 çocuğu olmuştu. Sırasıyla : Agah, İhsan, Muhlis, İkbal, Neveser, Şayan hemen hepsi ailenin esas müzik aleti olan piyanoyu çalmada hüner göstermişlerdi. 
Neveser Kökdeş'in annesi Dilber hanım babası Hurşit beye vardığı zaman 13 yaşında gerçekten bir dilber imiş ama eşi Hurşit beyde 70'e yakın yaş kertesine rağmen ruh ve beden yapısı yönünden de dirice imiş.
Dilber hanımın 13 yaşında gelin girdiği evin kapısından kendini 50 yaşındaki üvey kızı karşılamış.
Felekten nice kam günleri olan ihtiyar baba sık sık "Sümbül'üm" dediği Neveser'i ancak birkaç yıl kucağında sevebilmiş. Vefat edince ileri ki günlerin bestekarı olacak Neveser Kökdeş'e 10 altın maaş bağlamıştır.  
Neveser hanımın ilk bestesi 13 yaşındayken yaptığı bir polka idi. Piyanodaki gelişmesini ise bir süre gittiği Moda Fransız kız okulunda kazandığı imkanlara borçludur. Nitekim onun okulda yapılan piyano konkurunda aldığı birincilik bunu göstermektedir. 
Bir ara Nuhkuyusu'nda oturuyorlardı. Artık gençlik çağına girmiş ve iyice güzelleşmişti.