(GENÇ NİKAHLILAR : Fazilet ve Nazmi Bilge şimdi evlerini hazırlamakla meşguller. Yukarıda antrenman sonrası Nazmi'nin getirdiği çiçekleri vazoya koyan eşi ile...) NAZMİ BİLGE 10 Ekim 1934 yılında Trabzon'da dünyaya gelen Nazmi lisenin ikinci sınıfına kadar orada okudu. Babası memurdu. Eski futbol reislerinden olan dayısı Hasan Polat'ın çağırmasıyla tahsiline Ankara'da devam etmek zorunda kalan Nazmi Bilge, iki yıl sonra Ankara gazi lisesinden mezun oldu. Futbola Trabzon lisesinde başlamıştı. Oyununu seyredenler kendisinin ileride iyi bir futbolcu olacağında hemfikirdiler. Nitekim zaman ilerledikçe genç futbolcudan bahsedenler çoğaldı. Nazmi Ankara'ya yerleştiği ilk sene yaşının küçüklüğü dolayısıyla bir futbol kulübüne intisap edememişti. İkinci sene (1952-1953 sezonu) ise Gençlerbirliği takımı kendisini transfer etmekte gecikmemişti. O yıl Nazmi genç milli takıma çağrılmış fakat mektebi dolayısıyla kadroya iltihak edememişti. Ankara'da kaldığı bu iki sene zarfında genç futbolcu Galatasaray kulübünden teklif almış fakat bunu önemsememişti. Sonrasında Nazmi Beşiktaşlı idarecilerin dikkatini çekmişti. Nitekim o zaman takımın umumi kaptanı olan Sadri Usuoğlu bu genç yeteneği Beşiktaş'a transfer etmeyi başarmıştı. 1953-1954 sezonunda İstanbul'da oynamaya başlayan Nazmi derhal göz doldurmuş ve devamlı olarak kadroya girmişti. Beşiktaş'ta ilk maçını Beyoğluspor'a karşı oynayan Nazmi, Şeref stadında yapılan ve 4-1 kazandıkları bu maçın 3 golünü atarak kendisi için iyi bir başlangıç yapmıştı. O günden bu güne genç futbolcu ciddi çalışması ile daima ön planda yer almış ve başarıdan başarıya koşmuştur. Takım arkadaşlarının tabiriyle "Kaptan"ın günlük programı şöyle (Beşiktaş futbolcuları Etiler'deki daimi kampta kalmaktalar.) Tesise varış 09.00, Takım arkadaşları ile yaptıkları toplantı ve konuşma 10.30, öğleden sonra Şeref stadında antrenman, diğer boş zamanlarda ping pong oynamak ve sinemaya gitmekle geçiyor. Etiler'de Beşiktaşlılar için kamp haline getirilmiş villadan sık sık toplu halde söylenen şarkı sesleri ve neşeli kahkahalar yükselmektedir. Arkadaşlarının anlattığına göre kaptan gelince neşelenmeye imkan yokmuş. Bütün arkadaşları kendisini candan seviyor. Genç futbolcu alaturkadan hoşlanıyor. Mesela onun için en popüler ses sanatkarları Alaeddin Yavaşça ve Zeki Müren. "Bir de" diyor "Sevdiğim bir parça vardır ama pek çok kimse bunu hatırlamaz belki, oldukça eski bir melodi "Unutturamaz seni hiçbir şey, unutulsam da ben..."" Kampta Şenol ile birlikte kalıyorlar. Odalarında birde şömine var. Söylediklerine göre onun kenarında kitap okumak hayli romantik oluyormuş. Nazmi bugüne kadar dört kez milli olmuş. En heyecan duyduğu maç Trieste'de İtalya ile 1-1 berabere kaldıkları maç "Nedense" diyor. "O günü bir türlü unutamam. Aklıma geldikçe heyecanlanırım." Ayrıca futbolcu sinema ve tiyatroyu hayli seviyor. Maçı olmadığı zamanlar eşiyle oralarda görmek mümkündür. Bazen alaturka konserlerde de rastlayabilirsiniz. Alt fotoğrafta Nazmi kampta istirahat anında görülmekte.
|
Bu fotoğrafta sağda : Küçük Nazmi'yi okul günlerinde görmektesiniz. Yanda ise kendi el yazısı ile Hayat okuyucularında mesajı. |