İki ördek kavga ettiğinde ki hiç uzun sürmez bir süre sonra ayrıldıklarını ve farklı yönlere uçtuklarını görürsünüz. Bir birlerinden ayrılınca güçlü bir şekilde kanatlarını çırparlar ve böylede kavga sırasında topladıkları aşırı enerjiyi atarlar üstlerinden. Hiç bir şey olmamış gibi huzurla süzülürler. Eğer ördekler insan zihnine sahip olsalardı, kavgayı düşüncede canlı tutar, hikayeler kurarlardı. Bir ördeğin hikayesi muhtemelen şöyle olurdu: ‘’ Az önce yaptığına inanamıyorum. On santim yanıma yaklaştı. Sanki gölün sahibi oymuş gibi davranıyor. Özel alanıma hiç saygısı yok. Bir daha ki sefere beni kızdırmak için başka şeyler yapacak. Bir daha ki sefere ona unutamayacağı bir ders vereceğim.’’ Böylelikle, zihin bir sürü hikayeler kurup durur ve aradan zaman da geçse, öfke ilk günkü gibi devam eder ve unutmaz. Vücuda gelince, düşüncelerde kavga hala devam ettiğinden, vücut da gerçekle tepkiler vermeye devam eder. Kavga halini yaşayarak hep kavgaya hazır tutar kendisini. Bir düşünce bir sonrakini tetikleyerek tamamen düşüncelerden oluşan zincirleme bir reaksiyona dönüşür.. Bir insan zihni olsaydı zavallı ördek böyle düşünecekti. Ama maalesef bir çok insan aynı bu şekilde yaşıyor tüm hayatını. Bir çok olay gerçekte bitmiyor. Ördeğin bize verdiği ders şudur: Kanatlarını çırp yani hikayelerle beyninin içinde yaşayıp durmayı bırak ve tek gerçeğe geri dön şimdiye anı yaşamaya. (Eckhart Tolle - Şimdinin Gücü) |