John Frederick Lewis


John Frederick Lewis'ın 1850'de sergilediği "Harem" adlı tablosu. 

John Frederick Lewis betimlemesiyle "İstanbul Limanı" 1838.

John Frederick Lewis (14 Temmuz 1804, Londra - 15 Ağustos 1876, Walton on Thames) İngiliz ressam.

Gravürcü Frederick Christian Lewis'ın oğludur. Çocukluğunda gravür sanatını babasından öğrenen Lewis 15 yaşında resim yapmaya başladı ve hayvan ressamı olarak ün saldı. Özellikle köpek ve at portreleri konusunda uzmandı. Ünlü ressam Thomas Lawrence'ın portrelerinin arka planlarında yer alan hayvanlar ve Windsor Sarayı av sahnelerini resmetti.
Ayrıca sulu boya alanında uzmanlaştığı 1829'da Kraliyet Sulu Boya Ressamları Cemiyeti tarafından kabul edildi.
1827'de ilk İtalya yolculuğuna çıkan Lewis, 1832-1834 yılları arasında İspanya'yı gezdi ve bu sefer "İspanyol" Lewis olarak Londra ve Paris'te ün yaptı. 1835 ve 1836'da İspanya çizimlerinin taş baskılarını yayımladı. Bundan 1 yıl sonra Londra'da Illustration of Constantinople, made during a residence in that city in the years 1835-1836. Arranged and drown on stone from the original sketches of Coke Smyth by John F. Lewis adlı albümü basıldı.
Bu başlıktan anlaşıldığı gibi bugün Lewis adıyla bilinen İstanbul çizimleri ressamın İstanbul'a gelmeden önce Coke Smith'in eskizlerinden düzenleyip taş baskı haline getirmiş olduğu resimlerdir. Bununla birlikte 28 adet olan bu resimler Batılılaşma eşiğindeki İstanbul'un en güzel görüntüleri arasındadır.
Lewis'ın doğu ile ilgisi 1838 yılından sonra başlar. Bu tarihte Roma'da yaşayan ressam 1840'da Korfu Adası'na ve ondan sonra Arnavutluk ve Epir'e gitti. Bu dönemden kalan Yanya'ya ait çizimleri vardır.
İstanbul'a 1841 civarı geldi. 1842 yılı yaz aylarında Anadolu'yu dolaştı ve oradan Kahire'ye gitti. 1844'de dostu Thackeray onu Kahire'nin Arap mahallelerinde bir Arap gibi yaşarken buldu. 10 yıl kadar süren bu Doğu seyahatinden sonra Lewis'ın Oryantalist dönemi başlar ve 12 yıl bir aradan sonra 1850'de sergilediği "Harem" adlı tablosuyla büyük bir ün kazanır. Ancak bu dönemin ilham kaynağını İstanbul ve Anadolu'dan daha ziyade Mısır ve Arap dünyası oluşturmaktadır.