Her saltanat değişikliğinde hazine-i hümayunun denetimi yapılırdı. Yeni padişah cülusundan 15 gün sonra hırka-i saadet dairesine gelerek öğle namazını burada kılardı. Namazdan sonra darüssaade ağası, silahtar ağa, çuhadar ağa, hazinedar ağası, hazine vekili, baş kapı gulamı, musahip ağalar, tülbent ağası, peşkir ağası, arz ağaları denilen hazine-i hümayun, kiler ve seferli kethüdaları, babüssaade'den has odabaşı, hazinedar başı, kilerci başı, saray ağası, saray kethüdası, hazine-i hümayun baş katibi, ikinci katip, baş kullukçu, çantacı, nöbetçi başı, hazine kethüdası kaftancısı hazine-i hümayunun dışında ön taraftaki sofaya gelerek kapının iki yanına sıralanırlardı. Gerekli tertibatın alındığı kendisine bildirildikten sonra padişah yanında hazine kethüdası ve diğer mabeyinciler ile gelir ve Yavuz Sultan Selim'in mührüyle mühürlenmiş olan kapıyı açarlardı. En önde padişah, arkasından öbür görevliler içeri girerlerdi. Önce hazine-i hümayun baş yazıcısının hazırladığı müfredat defteri padişaha sunulur ve hünkar eşyaların denetimine başlardı. Herhangi bir eşyayı görmek isterse bu eşya derhal getirilir, sonra yerli yerine konulurdu. Dışarıda kalan görevliler özel olarak yerlere serilmiş şiltelere mertebelerine göre otururlardı. Padişah denetimini bitirdikten sonra diğer görevlilerin de hazine-i hümayuna girmelerine müsaade eder ve bunlar sıra ile içeriye girerek eşyaları görürlerdi. Padişah, maiyetine çeşitli armağanlar verirdi. Tören bitince padişah hazine-i hümayun kapısını yine Yavuz Sultan Selim'in mührüyle mühürler idi. Hazine-i hümayun ayda bir defa incelenerek düzene konulurdu. Eskime ve bazı sebeplerle elden çıkarılacak eşya, padişahın onayı ile ve açık arttırma ile satılırdı. Satılan eşyanın kime, kaç kuruş karşılığı satıldığı özel defterlere geçirilirdi. Sonra hazine kethüdası tarafından mühürlenen bu defterler padişaha sunulurdu. Padişahlar Dolmabahçe sarayında oturmaya başladıktan sonra da hazine-i hümayun itina ile muhafaza edildi. Osmanlı hanedanına ait maddi ve manevi değeri büyük eşya bugüne kadar kaldı. Cumhuriyet'ten sonra içinde hazinenin de bulunduğu Topkapı sarayı müze haline getirildi... |