1962 Nedret Güvenç.

Nedret Güvenç'in evinde özelliklerini bize aktardığı sohbetimizden bir resim...1962
İlk oyunu "Hanımlar Terzihanesi" imiş. Beyaz perdeye "Yüzbaşı Tahsin" filmi ile geçmiş. Oyundaki adı da "Belkıs"mış, filmdeki de... Bu çeşit benzerlik ve yakınlıkların uğuruna inanmakta. Bir de yolda nal görürse işleri rast gidermiş... Nalı başının üstünde üç kez çevirir sonra geriye atarmış. Sinemada bir, tiyatroda iki armağan (ödül) kazanmış. 1953 yılında "Kanlı Para" filmindeki rolüyle en iyi aktris seçilmiş. İki yıl sonra Schiller madalyası almış. Bu da "Hile ve Sevgi"deki başarılı oyunundan ötürü. 1959'da da "İlhan İskender" armağanını kazanmış. Sanat hayatı 1948'de İzmir şehir tiyatrosunda başlamış. İmtihanlara girmiş. Avni Dilligil ona "Herakles"ten birkaç tirat okutmuş. Dilligil'i pek beğeniyor. Ama 14 yıldır ne bir film ne bir oyunda denk gelememişler. Son çevirdiği "oğlum" filminde Avni Dilligil'de oynuyormuş. Ancak Nedret'in sahneleri ayrı, Avni'nin sahneleri ayrı günlerde çekildiği için jenerikte adları bir sırada yazıldığı halde sette bir türlü denk gelememişler. Özellikleri şöyle : Acıkınca ne bulursa yer. Ama, tok olsa bile hindibağ salatasına dayanamıyor. Bütün hayvanların yavrularını seviyor...Yalnız, yılanı biraz soğuk bulmakta. Müziğin her çeşidinden hoşlanmakta. Klasik batı müziğinden en sevdiği parça : Beethoven'in keman konçertosu. "Tutiyi mucize guyem, ne desem laf değil !" ise yıllardır dinlemekten bıkmadığı bir parça. Frank Sinatra'yı ve Zeki Müren'i beğenmekte. Müziği pek sevdiği halde ne yazık ki evinde bir plağı bile yok. Ekseri radyodan dinliyor...1962