Akhisarlı bir vatandaşın Onassis'den alacağı var. Akhisar'dan Hüsnü Kepçeli adında fakir bir vatandaşımız elindeki vesikalara dayanarak dünyanın en zengin adamlarından biri olan milyarder Onassis'ten alacağını istemektedir. İstenen bu alacak pek basit bir şeydir : Onassis'in sadece bir günlük kazancı. Bir müddet önce time mecmuasının yayınladığına göre Yunanlı milyarderin vapurlarından, petrol hisselerinden, balina balığı yağı sanayisinden temin ettiği senelik kazanç 520 milyon dolar olduğuna nazaran bundan sayın Hüsnü Kepçeli'nin hissesine bir buçuk milyon dolardan fazla bir para düşüyor demektir. Türk lirasıyla 15 milyon civarında olan bu para ile Hüsnü Kepçeli, Akhisar dolaylarında şöyle mütevazi bir sigara fabrikası kurup bulunduğu muhite küçük bir hizmet etmek niyetindedir. Hüsnü Kepçeli'nin Onassis'ten alacağını gösteren elindeki vesikalara gelince. Bunlar üzerinde Hristo veledi Konyalidis ve Akhisar kelimeleri yazan 1000'e yakın markadır. Hüsnü Kepçeli, Akhisar'dan bize yazdığı bir mektupta Onassis'ten alacağının nereden geldiğini sevimli ve samimi bir ifade ile anlatıyor. Yazısının serlevhasını da kendi eliyle koymuştur. Şöyle diyor : Dünyanın en zengin adamı milyarder Onassis dünyanın en fakir işçisi Hüsnü Kepçeli'ye borçlu ! Bu meraklı alacak hadisesini Hüsnü Kepçeli hulasa şöyle anlatıyor : Ben 1920-1922 senelerinde Onassis'in babası tüccardan Hristo veledi Konyalidis'in yanında çalıştım. Yemem içmem onlara aitti. Günde evvela 15 kuruş alıyordum. Sonra yevmiyem 60 kuruşa çıktı. İşim üç seneden biraz fazladır. Her çalıştığım gün için bana birer marka veriyorlardı. Bu markaların üzerinde Hristo veledi Konyalidis ve Akhisar isimleri yazılı idi. Sonra iş sahipleri ortadan kayboldu. Parasını alamadığım 1000'e yakın marka elimde kalmıştı. Senelerce sakladım. Nihayet Onassis'in adresini öğrendim. Beni hatırlaması için bu markalardan birini de içine koyduğum bir mektubu kendisine Monako'daki adresine gönderdim. Hem de iadeli taahhütlü ! Bana Monako'dan gelen taahhüt senedinde Onassis'in imzası vardı. Demek mektubu'da markayı'da almıştı ama cevap vermeye tenezzül etmemişti. Nihayet geçen sene bir İzmir gazetesinde Onassis'in İstanbul'daki bir ahbabına yazdığı bir mektubun tercümesini okudum. Onassis bu mektubunda 1920-1921-1922 yıllarında babasının yanında çalışan Hüsnü Kepçeli'ye parasını göndereceğini bildiriyordu. Fakat aradan bu kadar zaman geçti. Hala bir şey yok. Bundan sonra Hüsnü Kepçeli büyük bir samimiyet ile Onassis'e şöyle hitap etmektedir : Ben güneş demedim, soğuk demedim, yağmur demedim. Sizler için 1000 gün çalıştım. Benim 1000 günlük emeğime mukabil sen bir günlük kazancını bana ver de Akhisar'da bir sigara fabrikası kurayım. Fakir fukara da benim ismimi hürmetle yad etsin. Eğer hakikaten İskender'lerin, Perikles'lerin, Aşil'lerin, Sokrat'ların torunu isen bana borçlu olduğun paranın üstüne yatma...1962 |