SANATÇILARIN UNUTAMADIĞIMIZ ROLLERİ : GÜLRİZ SURURİ


SANATÇILARIN UNUTAMADIĞIMIZ ROLLERİ
GÜLRİZ SURURİ = "ZEHRA'NIN YERİ BAŞKA...."

İki yıl önce oynadığım "Kurban"daki Zehra'yı bugün hala unutamadım. Aslında rol ayrımı yapmak bir oyuncu için gerçekten zordur. Benim şimdiye kadar aynı derece sevdiğim 5-6 rolüm olmuştu. Ama Zehra'nın yeri başka. Kurban'da Anadolu kadınının dramı dile getirilmişti. Zehra 15 yaşında iken köyün ağası ile evlenmiş, 30 yaşında iki çocuk anası bir köylü kadınıdır... Köy geleneklerine göre yaşlanmıştır artık. Bu yüzden ağanın 15 yaşında genç bir kadınla evlenmesi gerekmektedir. Bir hiç uğruna Zehra kocasını, çocuklarını bırakmak ve mutlu evliliklerini bir geleneğe uyma yüzünden yıkmak istemez. Aksine baş kaldırır. Bu isyanda yılların geleneklerine "hayır" diyen cahil insanın sağduyusu vardır. Köydeki "kuma" büyük şehirlerdeki "metreslik" müessesesinden farksızdır. Zehra'nın kocasını başka bir kadınla paylaşmak istememesi onun ruh asaletini bize gösteriyor.
Ama bütün çaba ve zahmetine karşılık bu kötü durumu düzeltme başarısı gösteremez Zehra. Ve kendi gücünü aşan bu alın yazısına intihar ederek meydan okuyacaktır. Zehra'yı oynamak zor olmadı benim için. Onu severek büyük bir heves ve zevkle canlandırdım. Zehra'nın korkusu orta yaşa yaklaşan kadını kapsayan bir korkudur.
Erkeğini, yuvasını kaybetme korkusu aslında birçok kadında uykularını kaçırtacak endişeler doğurur. "Kurban"ı seyreden birçok kadın Zehra'nın dramını yakından yaşadı, ona acıdı, onun çaresizliğine üzüldü ve onunla beraber gözyaşı döktü. Gerek gelişmiş gerekse gelişmemiş toplumlarda kadınların kaderi Zehra'dan pek farklı değildi. Ve çoğu onun şahsında kendi ıstıraplarının dile geldiğini görüyordu...1970