Ankara devlet tiyatrosunun değişmeyen bir üçlüsü vardır : Ayten Kaçmaz, Özant Gürsoy, Nurşen Özkul... Bu ekibe Nurşen Özkul sonradan katılmıştır. Yedikleri, içtikleri ayrı gitmez... Ayten daha önce konservatuvarın bale bölümünde öğrenciydi. Sonra, daha çok ilgi duyduğu "tiyatro"ya geçmiştir. Ancak konservatuvarı bitirememiştir. Turnelerde diplomasız olmanın acısını, üzüntüsünü duyar. Çünkü aynı oyunda küçük bir role çıkan arkadaşı 30-35 lira harcırah alırken, onun eline 6 lira verirler. Bu bir harcırah kanunudur. Ama kimsenin cebine giren parada gözü yoktur. İyilik yapmayı sever. Giyimine düşkündür. Tiyatronun en çok film teklifi alan sanatçıdır. Ama beyaz perdeden şimdilik uzak kalmak istemektedir. Dileği dışarıdan imtihan verip bir konservatuvar diploması almaktır. Bu yüzden bugünlerde yalnız tiyatro ile ilgili kitaplar okumaktadır. Aşk romanlarını oldum olası sevmez. Kendine göre bir "sevgi" ve "flört" anlayışı vardır. Bu anlayışının sınırlarını zorlamayı bir gün bile düşünmemiştir. "Bernarda Alba'nın evi" en beğendiği oyundur. İrili ufaklı bütün rolleri kadınların paylaştığı bu oyundaki "Adela"da "sevgi"yi dört duvar arasına sıkıştıran anlayışı "ölüm"le de olsa yıkan, genç bir kızı başarıyla canlandırmıştır...1962 |