Marlon Brando ve James Baldwin İstanbul'da


Ne ise halim
Kahveci güzeli : Hilton'un güzel kahvecisi dünyanın meşhur müşterisinin falına bakarken hep tatlı konuştu. Ona aşktan, paradan, saadetten bahsetti.
Kahvenin Kırk yıllık hatırı : Amerikan kahvesi ikram etmişlerdi. Marlon "Ben Türk kahvesi içmek isterim." dedi. Sonra da fal kapattı.
Bu da benim falım : Telvenin gösterdiği bütün şekillere uzun uzun baktı. "Hayret bunları nasıl okuyorsunuz ?" dedi.
Sevgililerine göre fincan : Marlon Brando sükunetle dinledi. Sonra da büyük bir alafranga kahve fincanına uzanıp "Benim aşklarıma ancak bu yeter." dedi. Aktörün esprisi salonda gülüşmelere sebep oldu. 

3 SİLAHŞORLAR
James Baldwin'in Hisar'daki evinden üç telaşlı adam çıktı : Baldwin, Engin Cezzar ve Marlon Brando. En işgüzarı Engin'di... Marlon'un sevgilisini "salimen" arabaya yerleştirme vazifesini de o gördü...  


Kara gözlüklüler
Özel sekreteri de Marlon da siyah gözlükler takmışlardı. Birkaç dakika sonra ayrılacaklardı ama yine her zaman olduğu gibi biri önde diğeri arkada yürüyordu. Marlon bu ani ayrılıktan çok üzüntülüydü. 

Son bakış
Ayrılık vakti gelmişti "özel sekreter" Hester Angerson başı önde uçağına doğru yürürken ancak bir defa dönüp Marlon'a bakacak, iki sevgilinin Yeşilköy alanındaki veda faslı da bundan ibaret kalacaktı.

Biraz kül, biraz duman
Sarıyer'deki balıkçı meyhanesinde biraz "Yeni Rakı" biraz "Doluca" şarabı derken anlı, şanlı Marlon Brando pusulayı şaşırmıştı. Zenci yazar James Baldwin'in kolunda zorlukla yürüyebiliyordu...1967