GÜNÜN GÖZDESİ : MYLENE DEMONGEOT
Fransızlar dünya film piyasasına Hollywood yıldızlarına taş çıkaracak güzeller yetiştirmeye devam ediyor. Brigitte Bardot, Pascale Petit'den sonra Myléne Demongeot'da film prodüktörlerini kendine çekmiş bulunuyor. İçinde bulunduğumuz sinema mevsiminin bu en sevilen yıldızının fotoğraflarını ve hayat hikayesini veriyoruz :
Myléne'in en çok sevdiği şeylerden biride kış sporlarıdır. Ama bu işi öğrenene kadar hayli yere kapaklandı ve yüzü gözü karlar içinde kaldı. Sonunda başardı. Şimdi o karları sevdiği kadar karlarda onu seviyor...
Modern bir genç kızın bütün zeka ve zarafetini üzerinde toplayan Myléne Demongeot yerine göre romantik de olabilmektedir...
|
1936 senesinin 29 Eylül akşamı Fransa'nın Nice şehrindeki doğum kliniklerinden birinin kapısından çıkan orta boylu zayıf adamın yüzünde apaçık bir sevinç havası seziliyordu. Sonbahar rüzgarının yaprakları savurduğu kaldırımda hızlı hızlı yürüyen adamın karşısına tesadüfen yakın arkadaşlarından bir karı-koca çıkınca adam heyecanlı bir sesle adeta bağırdı :
- Jorj, bir kızım oldu. Hemde annesi gibi sarışın olacak fakat yalnız gözleri koyu, adını Myléne koyacağım.
Evet bu çocuk Myléne Demongeot.
O sonbahar akşamından beri 23 yıl geçti. Myléne büyüdü ve genç bir kız oldu. Şimdi yine şarışın, ne teninin nede gözlerinin rengi değişti. Ama boyu 1.69 ve kilosu 58. Şimdi güzellik onda, şöhret onda ve hatta parada onda. Üstelik hayranları günden güne artmakta. Doğduğu Nice şehrinden beş yaşında ayrılmış, ailesiyle birlikte Montpellier'e gitmişti. Orta okulu orada okudu. 1949'da Paris'e devamlı olarak yerleşene kadarda bu şehirde kaldı. 7 yaşında piyano dersi almaya başladı. Öğretmenleri Yves Nat ve Marguerite Long'du. Günde7 saat çalışıyordu. Büyük gayretiyle daha 16 yaşına basmadan konserler vermeye başladı. Bir yandan da Marie Ventura'nın dramatik sanatlar kursuna devam ediyordu. O kadar nispetli bir vücudu, öyle cazip bir çehresi vardı ki üzerine düşenlerin ısrarına dayanamayarak fotoğrafçılara poz vermeye başladı. Çok geçmeden Fransa, İsveç, Danimarka, Almanya ve İngiltere basınında kapak kızı olarak büyük ilgi gördü.
Günün birinde Raymond Rouleau onu yakaladı ve hemen Yves Montand ve Simone Signoret'nin oynadıkları "Sorcieres de sinme" filminin baş rolünü verdi. Bundan sonra başta "Bonjour tristesses", "Une manche et la belle", "Sois belle et tois-toi", "Un silence du mort", "Le vint se léve", "Faibles femmes", "Le chambre de madame" olmak üzere filmler birbirini takip etti. Myléne artık Hollywood yıldızıdır ve şöhreti günden güne artmaktadır. Bu senenin en parlak yıldızlarındandır (1960). Rahat İngilizce konuşur, modern cazı sever. En çok W. Faulkner, Marcel Aymé'nin kitaplarını okur. Bütün hayali tiyatro oynamakta. Fotoğraflarda;
Üstte : Myléne'in kafası kızarsa öyle cazip pozlar verir ki, hiçbir erkek gözü ona takılmadan geçemez. Fotoğraftaki duruşu bunu teyit ediyor değil mi ?
Altta : "Merhaba hüzün" filmini görenler resimde görülen sahneyi gayet iyi hatırlarlar. Myléne konunun en çekicilerinden biri olarak hatırlarda kaldı... 1960 Hayat Dergisi. |
|