14. yüzyılda yapılmış olan bu Katolik kilisesi Kıbrıs adası Osmanlıların eline geçtikten sonra cami haline getirilmiştir, Saint Catherine kilisesi adıyla bilinmektedir. Dışarıdan bakıldığında mimarisinin en göze çarpan yanı duvarın içine çekilmiş olan ve yukarı doğru daralan ayaklardır. Bunların arasına uzun ve dar gotik pencereler yerleştirilmiştir. Pencerelerin üst kısımları alçıdan yapılmış geometrik desenlerle süslüdür. Kilisenin üç girişi bulunmaktadır. Gotik stilde yapılmış olan güney kapısının ince bir taş işçiliği vardır. En üstünde üzerindeki figürler zamanla aşınmış olan bir dirsek ve bunun da üstünde bir tepelik göze çarpar. Kapı sövesinin üstünde Lüzinyanların arma kabartmaları vardır. Kapının kemerini ve sövesini tutan iki yandaki sütun gruplarının ortadaki sütunları ötekilerden ayrı oyulmuş olup beyaz mermerdir. Sütunlarının hepsinin başı oymalı. Batı kapısı bu kapıdan biraz büyük olup mimarisi aynıdır. Ancak burada dirseğin üzerinde bulunan tepelik yok olmuştur. Sövesinde de güllerle ve ejderhalarla işlenmiş bir friz görülür. Kuzey girişi öteki girişlerden daha sadedir. Ancak burada da dirsekler , biri ellerinde birer balık tutan çıplak bir kadın figürü ile ötekiyse ejderha gibi figürlerle süslenmiştir. Çapraz tonozlu tavanı taşıyan ayaklar duvarların içine çekildiği için kilisenin içi tek mekan halindedir. Ayakların yükünü hafifletmek için çelik bağlantılar kullanılmıştır. Nefin en sonunda bir koro yeri ve törenlere ait eşyaların saklandığı oda vardır. Hazine bu odanın üzerindedir. Bir köşede ise ufak bir vaftiz havuzu göze çarpmaktadır...2012 |